Sayfalar

4 Kasım 2013 Pazartesi

Allah Gidenleri Affetsin...





Allah Gidenleri Affetsin


Bütün ışıkları söndürdüm, susturdum bütün sesleri
Artık ağlayabilirsin kanka
Severken bana sormadın, ağlarken de utanma
Nasıl unuturum diye düşünmeye başlama bir beyhude çabayla
Her unutmak çabası, bir hatırlamak hamlesidir aslında
İlk akla gelendir en çok unutmak istediğin Hep kaçmak istediğin yere koşarsın aşkta
Çok ahmakça biliyorum ama,
Herkes teslim oluyorsa eğer en çok kurtulmak istediğine,
Bu kez ahmaklık sırası sende usta
Alımlı delikanlılığından, alıngan bir adam yaratmışsın
Yumruklarının içine sıktığın gururun kırıldı kırılacak
Ama dert etme, gururun kırıldıkça çoğalacak
Aşkın acısını çekmek, aşkta hile yapıp gitmekten daha asil iştir
Sen şimdi, seni sakız gibi çiğneyip tükürdü sanıyorsun
Vaziyeti şaşırıp, algıda hata yapıyorsun
O sadece çiğnedi, sen tükür gitsin
Gel şimdi bir hasret şarkısı okuyalım
Allah gidenleri affetsin...


Bütün ışıkları söndürdüm, susturdum bütün sesleri
Şimdi alemin bütün efkarını toplamaya başla
Topladığın efkarı dağıtma vakti gelir nasılsa

Aşkta kazanan taraf yoktur, bunu sonra anlarsın
Ayrılığın izlerini kaldırıp saklayabileceğin tek bir yer bulamazsın
Islak açık bir yara gibi şimdi kalbin
Hiçbir tesellide tesilli aradığın da yok
Şimdi denizleri içsen sönmez içindeki mahşer yangını
Bu illet senin gibi kaç adamı küle çevirdi de,
Küllerin hepsini kalbi yalandan bir Leyla üfleyip gitti
Sen İstanbul'un rüzgarında uçuşanı toz mu sandın
Hepsi küldür senin gibi

Ben çok kadın tanıdım
Sevenden sakındığı bedenini, sevmeyenlerin yoluna kilim yapmış
Sen gözünden sakınmışsın, o gözünün yaşına bakmamış

Şimdi dilediğin kadar ağla, bana da birşey sorma
Bu da geçer diyeceğim, inanmıcan nasıl olsa
Boşver derdi kederi, sat gitsin
Gel şimdi bir muayyer kürdi şarkı okuyalım
Allah gidenleri affetsin...


14 Aralık 2012 Cuma

Gitmek mi zor, kalmak mı?


Hayat bazen beklenilmeyen rüzgarlar estirir hayatımızda. Ya sizi ya sevdiklerinizi savurur etrafa, sanki bir daha buluşamayacaksınız gibi. Karamsarlıklar arasında savrulan gözyaşları hep saklanılmak ister.

"Mutlaka görüşecektir ayrılanlar, mutlaka aranacak ve mutlaka mektuplar yollanacaktır". Yalanlar söylenir karşılıklı, gitmeden önce mutlu olmak için. Belki de ayrılığın acısını unutturmak için!

Kalakalmıştır yola çıkan tek başına. Ne bekliyordur kendisini, sevdiklerinden ayrılmak neyin uğrunadır acaba? Kafada soru işaretleri , gerisinde sevenler , gelecekteki bilinmeyene başlamıştır yolculuk.

Araya önce saatler girer, özlersiniz. Sonra günler girer, haftalar ve aylar derken artık ayrılanlar ayrılmıştır. Artık görüşseniz bile ayrısınızdır! Paylaşılanlar azalmış, görüşler değişmiş, zevkler bile farklılaşmıştır. Hayat mücadelesi artık ayırmıştır gidenle kalanı!

29 Mayıs 2012 Salı

Sensiz de yaşanıyor?



Sensiz de yaşanıyor işte! İlk zamanlar çok canım yanmıştı ama insan her şeye alışıyor. Yokluğu da öğreniyorsun açlığı da üşümeyi de yanmayı da




Sensiz de yeniyor yemek işte! Gerçi ekmeğin köşesini hep sana ayırmak geçiyor içimden ama yapmıyorum. İnadına ben yiyorum. Olmayan hakkını kaybediyor!




Sensiz de gülünüyor işte! Bazen öyle olaylar oluyor ki elim telefona gidiyor. Anlatmak istiyorum çünkü sadece ikimiz anlarız biliyorum fakat aramıyorum!




Sensiz de uyunuyor işte! İlk zamanlar dönüp durduğum o yatağa şimdi kafamı koyunca kapanıyor gözlerim. Hayatın yorgunluğu günün stresi derken vücut da bitiyor. Bir ara yastığa sarılıyordum sen diye! Şimdi uyanınca bakıyorum ki elim kolum bomboş! Vakti gelince saracaktır başka bedeni bekliyorum!




Sensiz de içiliyor işte! Akşamüstü bir yorgunluk kahvesi yapıyorum kendime üstü bol köpüklü. Geçiyorum camın kenarına hava güzelse balkona; fonda Edith Piaff bazen Sezen ya da Müzeyyen Abla ses veriyorlar bana. Kahvenin tadı değişmiyor sen yoksun diye! Sadece artık fal kapatmıyorum..




Sensiz de geziliyor işte! Kendimi o dört duvarın arasından çıkardım. Kimi akşam dostlarla duble yanı sohbete ülke kurtarmaya; kimi zaman tek başıma tiyatroya gidiyorum.

Yollarda senin adın yazan dükkan isimleri çarpıyor gözüme o an içim bir sızlıyor ama o da geçiyor. Kendi kendime gülümsüyorum.




Velhasıl sensiz de bu ömür bir şekilde geçiyor. Zaman kabuk bağlatıyor yaraları. Ölümün acısına katlanan insan ayrılığınkine de dayanıyor. Uykusuz geceler de bitiyor hiç dinmeyecek sandığım gözyaşlarım da!




Sensiz de yaşanıyor yani; ancak aklımı kurcalayan soru şu:




Ne gerek var?

Betül AYAS

6 Şubat 2011 Pazar

Anlamak yada anlamamak yada anlamaya çalışmamak...


İnsanların seni anlıyorum derken aslında anlamadıklarını, hatta anlamaya çalışmadıklarını şimdi anlıyorum.
Birisini anlamak için ona biraz anlam katmalıdır başka bir insan, anlamsız olan birini nasıl anlayabilir ki bir başka insan?




22 Aralık 2010 Çarşamba

BİRGÜN

Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum

Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum

Bir sabah gün doğarken aç perdelerini,bak
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar
Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak
Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar
Bil ki seni istiyorum

Gecelerden bir gece uyanırsın apansız
Uzaklarda elemli,garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse
Bil ki seni seviyorum

Yazar : Ümit Yaşar OĞUZCAN
BİR AYRILIK GÜNÜDE
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan

Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkanlara, evlere, kahvelere

Hatıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden

Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken

Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutulur

Başka ne yapılır böyle bir günde
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra kuru bir 'Allaha ısmarladık!'

Yazar : Ümit Yaşar OĞUZCAN